19 Ekim 2014 Pazar
Neden Böyleyiz? Trafikte neyimiz eksik?
Bu aksam üstü ailemle birlikte akşam gezmesine çıkalım dedik. Çıktığımız saat sanırım tercih edilmesi gereken son saat imiş. O kadar yoğun bir trafik vardı ki santim santim ilerleyebiliyorduk.
Gelelim bu yazıyı neden yazdığım kısmına; dediğim gibi o kadar yavaş ilerliyorduk ki insanların bir birlerine karşı ne kadar tahammülsüz olduklarını ve bencilliklerini gözlemleme fırsatı buldum naçizane. İlerlediğimiz yoldan ana yola girmek için durdum korna çalarak güler bir yüzle müsaade istedim bu davranışım diğer şoförün hoşuna gitti o da bana tebessümle müsaade verdi. Buraya kadar her şey Güzel değil mi? Tam dönmek üzereyken sağımdan bir araç hızla yola daldı ve umursamazca devam etti. Şaşırdım bir an ve şunu düşündüm neden? Birkaç saniye durmak ve müsaade istemek bu kadar zor mu? Zor olsa gerek ...
Neyse devam edelim ilk ışıklara geldiğimizde iki şeritli yolda dört sıra araba dizilmiş ve henüz yayalar için olan kırmızı ışık yanmışken korna sesleri başladı arkamdan bir an hareket ettim baktım hala ışıklar yanmamış. Işıkları da geçtik ilerliyoruz. Bir yaya geçidine yaklaştık, biraz yoğunluk olduğunu görünce elimle işaret ederek yavaşlayarak yol verdim. Hafif Yağmurda atıştırıyordu. Bebek arabasıyla ilerleyen bir beyefendi bana teşekkür etti. Tam bunu keyfini sürerken kol kola yürüyen iki bayan salına salına yürüyorlardı. İnananı o kişi bayan yaya geçidinden geçene kadar arka arkaya on kişi geçmiştir. bir an şunu sordum kendime: ''Yanlış mı yaptım acaba?''
Devam edelim yaya geçidini atlattık biraz uzun sürdü ama sağlık olsun. Az ileride yaya geçidinden bir haber olan iki arkadaş ağır vasıta kamyon edasıyla yolda ilerliyorlar; bir an şüphe ettim yanlış yola mı girdim diye. Ama yok ben doğru yoldayım ancak bu iki arkadaş trafiği bölüyorlar, çarpsak biz suçluyuz. Neyse kazasız belasız bunu da atlattıktan sonra arabamızı park edecek yer arıyorduk, bulduk da. Dörtlülerimi yaktım geri geri yanaşıyorum. Yalnız bir hanım abla o park edeceğimiz yere durmuş bize izin vermiyor. Beymiş birazdan eşi gelecekmiş. Biz bunu konuşurken arkamdan başka bir araç zınk diye burnunu oraya sokmaz mı?
hasbinallah ve nimel vekil (Başımıza gelecek her türlü belâ ve musibete karşı Allah bize yeter. O, ne güzel dost ve ne güzel bir vekildir) (küçük bir detay vereyim dedim.)
Bu kadar da olmaz diyebilirsiniz ama bu yaşadıklarım doğru. O kadar pişkin ve umursamaz bir hale gelmişiz ki yukarıda saydıklarım kafamda bir sürü soruların çakışmasına sebeb oldu.
aklımda şu sorular beliriyor.
1- Nereye yetişmeye çalışıyoruz?
2- Biz den önce ben mi daha önemli?
3- Başkalarının hakkına girmiş olmuyor muyuz?
En önemli soru:
4- Neden böyleyiz?
Yetiştirilme tarzımızda mı bir problem var yoksa hayata bakışımızda mı ? gerçekten anlayamıyorum. Birbirimize karşı hoşgörümüz bitmiş, tahammülümüz yok, sabrımız yok .....
küçük bir tebessüm ve biraz anlayış neleri çözmez ki.
Teşekkür ediyorum naçizane bir şeyler kaleme dökmek istedim. Umarım beğenirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder